Gerçekte Yaşanmış Korku Filmleri

Korku filmleri hayatımızın bir parçasıdır. Ancak bazı korku filmleri gerçek hayatta yaşanmış korkunç olaylardan ve hikayelerden ilham alınarak yapılmıştır. Bu gerçek olaylar, izleyicileri filmin içine çekerek daha da korkutucu bir hale getirir.

Ayrıca, korku sineması da gerçek hayatı nasıl etkiledi? Büyük bir kitle tarafından izlenen korku filmleri, insanların korkularını yenmelerine yardımcı olabilir mi? Bu soruları cevaplamak için gerçekte yaşanmış korku hikayeleri ve bu hikayelerden ilham alan korku filmleri incelenmeli. Bu yazıda, gerçek hayatta yaşanmış korku olaylarından ilham alan popüler korku filmleri ele alınacak ve etkileri detaylı olarak incelenecek.

Exorcist Filmi

The Exorcist, korku sinemasının en önemli yapıtlarından biridir. Film, gerçek hayatta yaşanmış şeytani ruh çıkarma olaylarından esinlenerek yapılmıştır. Filmdeki olayların gerçek hayatta yaşanmış olduğunun bilinmesi, filmi izleyenler için daha korkunç bir deneyim sunmuştur. Gerçek hayattaki ruh çıkarma olayları, filmdeki tasvirlerle oldukça benzerdir ve hatta bazıları daha korkunçtur. İnançların ve kültürlerin farklılığına bağlı olarak ruh çıkarma işlemlerinin nasıl gerçekleştirildiği de farklılık göstermektedir. Ancak ortak nokta, şeytani varlıkların bedenlere yerleşmiş olduğuna inanılmasıdır.

Filmdeki olaylar, küçük bir kız çocuğuna musallat olan şeytani varlığın bedeninden çıkarılması için gerçekleştirilen şeytani ruh çıkarma işlemi üzerine kuruludur. Kız çocuğunun bedeninde yerleşmiş olan şeytani varlık, ruhunu ele geçirerek korkunç olaylara sebep olmaktadır. İşlem başarıyla gerçekleştirilir ancak film, hayatın gerçekliğinden esinlendiği için sonuçları korkunçtur.

The Exorcist filminin etkisi, korku sinemasında uzun süre devam etmiştir ve hala günümüzde bile örnek alınan bir yapım olarak bilinmektedir.

The Conjuring Filmi

The Conjuring filminin gerçek hayattan esinlenen bir film olduğunu biliyor muydunuz? Film, gerçek hayatta Ed ve Lorraine Warren isimli iki paranormal araştırmacının olaylarını ele alıyor. Gerçek hayatta bu çift, Rhode Island’da yaşayan Perron ailesinin hayaletli ev olayını araştırmıştı. Lorraine Warren, evde yaşanan hikayeleri anlatırken gözyaşlarına boğulduğunu söylemişti. Çünkü olaylar gerçekten de çok ürkütücüydü. Perron ailesine musallat olan kötü ruhların öyküsü, The Conjuring filminde yansıtıldı. Filmin başarısı, gerçek hayatta yaşanan korkunç olaylarla ilgili merak duygusunu arttırdı ve korku sinemasına olan ilgiyi arttırdı.

Amityville Cinayetleri

Amityville Cinayetleri, korku sinemasının en ünlü filmlerinden biri olan The Amityville Horror’un ilham kaynağıdır. 1974 yılında, DeFeo ailesi olarak bilinen altı kişi evlerinde vahşice öldürüldü. Katil olarak belirlenen Ronald DeFeo Jr., tüm ailesini yatak odalarında tek tek öldürdü. Bunun ardından, Lutz ailesi evi satın aldı, ancak henüz aile üyeleri burada yalnızken tuhaf olaylar yaşadıklarını iddia ettiler. Hatta birçok paranormal araştırmacı, evin perili olduğunu düşünüyor. Amityville Cinayetleri, gerçek hayatta yaşanan korkunç bir olay ve sinema dünyasına da ilham kaynağı olmuştur.

George ve Kathleen Lutz

George ve Kathleen Lutz çifti, Amerika’da bulunan Amityville evine taşındıktan kısa bir süre sonra tuhaf olaylar yaşamaya başlamıştır. Evde birçok hayalet keşfedildi ve bu hayaletler sadece çifti takip etmekle kalmadı, aynı zamanda onlara saldırdı. Olaylar o kadar korkunçtu ki, Lutz çifti sadece bir ay içinde evi terk etmek zorunda kaldı. Bu olaylar, The Amityville Horror filminin temelini oluşturdu. Olaylar hakkında çok fazla tartışma olsa da, Lutz çiftinin olayları deneyimledikleri konusunda şüphe yoktur.

DeFeo Ailesi

DeFeo ailesi, Amityville evindeki korkunç olayların başlangıcıdır. Ailenin üyesi olan Ronald DeFeo Jr., 13 Kasım 1974 tarihinde evdeki tüm aile bireylerini uyku sırasında öldürdü. Babası, annesi ve dört kardeşinin öldürülmesiyle olay ülke çapında gündeme geldi. Bu korkunç cinayetler, sonrasında evin ürkütücü hikayelerine ilham kaynağı oldu. Ronald DeFeo Jr. ise cinayetleri işlediğini itiraf etti ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Ancak olay, ölü ruhların evde hala var olduğuna dair birçok söylentiye neden oldu.

Birçok insan, evde hala paranormal aktiviteler yaşandığına inanırken bazıları da bu olayların tamamen uydurma olduğunu savunmaktadır. Ancak DeFeo ailesinin öldürülmesi, Amityville cinayetleri olarak tarihe geçti ve birçok korku filmine ve kitaba ilham kaynağı oldu.

The Haunting in Connecticut Filmi

The Haunting in Connecticut filminin ilham kaynağı, gerçek bir evde yaşanan ürkütücü olaylar. Film, Carmen ve Al Snedeker ailesinin yaşadığı evin hikayesine dayanıyor. Evin aslında eski bir cenaze evi olduğu ortaya çıkıyor ve Carmen ve Al, evi kiraladıktan sonra hayaletlerin varlığından rahatsız oluyorlar. Olaylar daha da korkunçlaşıyor, çünkü evdeki ruhların eski sahipleri, cenaze evinde çalışanları da içeriyor. Ulusal medyanın dikkatini çeken olaylar, sonunda gazetelerde de yer alıyor. Filmi izleyenlerin hiçbir zaman unutamayacakları anlar arasında, duvarlardan akan kan, yatak odalarında beklenmedik ziyaretler ve hayaletli hayal görüntüleri yer alıyor.

The Texas Chainsaw Massacre Filmi

The Texas Chainsaw Massacre filminin ilham kaynağı olan Ed Gein, Amerika’da gerçekleştirdiği korkunç cinayetlerle bilinir. Gein, 1950’li yıllarda sosyal olarak yalıtılmış bir hayat yaşamış ve annesinin ölümünden sonra sapkın eğilimleri başlamıştır. Gein, genellikle mezarlık çiçekleri ve mezar taşları çalmakla suçlanırdı. Ancak 1957 yılında kaybolan bir kadın çıplak vücudu endişe yaratmış ve Gein’in evinde yapılan aramalarda insan cesetleri, kemikler ve diğer inanılmaz işkence aletleri bulundu. Gein, insan kemik ve derileriyle süslenen ev eşyaları yapmak için cesetleri kullanmıştı.

Ed Gein’in yaptığı korkunç cinayetler ve sapkın davranışları, birçok korku filmine ilham kaynağı olmuştur. Bu filmlerden biri de The Texas Chainsaw Massacre’dır. Filmin ana karakteri olan Leatherface, yüzüne takmış olduğu insan derileri ve testere ile gerçekleştirdiği cinayetlerle hafızalarımıza kazınmıştır.

Ed Gein’in korkunç eylemleri, korku sinemasına sonsuza kadar yer etmiştir. Bu gerçek hikayeler, insanların karanlık tarafını keşfetmek isteyenler için değişmez bir kaynaktır.

Psycho Filmi

Psycho filmi, Alfred Hitchcock’un yönetmenliğinde çekilen ve korku sinemasının klasikleri arasında yer alan bir film olarak karşımıza çıkar. Ancak, film gerçek hayatta yaşanmış bir olaydan esinlenerek yapılmıştır. Seri katil Ed Gein’in yaşamı ve işlediği cinayetler, filmin senaryosuna önemli bir ilham kaynağı olmuştur. Gein, Wisconsin’de bir köyde yaşamış ve kadınların öldürülmesi, soyulması ve parçalanması gibi korkunç suçlardan birçok kez suçlu bulunmuştur. Bu nedenle, Psycho filmindeki karakterler ve sahneler, Gein’in yaşamından esinlenerek yaratılmıştır.

Ed Gein’in yaşamı ve işlediği cinayetler oldukça korkunçtur ve korku sinemasında önemli bir yere sahiptir. Gein, annesi öldükten sonra psikolojik sorunlar yaşamaya başlamış ve kadınların beden parçalarına gösterdiği ilgi özellikle dikkat çekicidir. Birçok korku filmi karakteri, Gein’in yaşamından esinlenerek yaratılmıştır ve Psycho filmindeki Norman Bates karakteri de bunlardan biridir. Bates, annesiyle olan ilişkisinde boğulmuş ve onun özlemini çekmektedir. Ancak, bu özlemi büyük bir sapkınlıkla karıştırmakta ve sonunda cinayetleri işlemektedir.

  • Psycho filminin serbest çağrışımlar yaratan çığır açıcı sahnesi, Marion Crane karakterinin öldürüldüğü duş sahnesidir.
  • Ed Gein’in gerçek hayatının, birçok korku filminin ilham kaynağı olduğu bilinmektedir. Bunlar arasında The Texas Chainsaw Massacre ve The Silence of the Lambs gibi filmler yer almaktadır.

The Silence of the Lambs Filmi

The Silence of the Lambs filminin ilham kaynağı olan seri katil Ed Kemper, gerçek hayatta çok sayıda cinayet işledi. Kemper, 6 kadın, 2 erkek ve anni babasının öldürülmesi de dahil olmak üzere en az 10 cinayeti itiraf etti. Yine de, Ed Kemper’ın sadece cinayetleri değil, aynı zamanda cinayetlerden sonra cesetleri ne yaptığı da filmin senaryo yazarları tarafından dikkate alındı. Kemper, cinayetlerini vahşi yöntemlerle gerçekleştirdi ve hatta bazı kurbanlarının başlarını kesip saklamaya çalıştı. Bu korkunç olaylar, The Silence of the Lambs filminin karakterleri Hannibal Lecter ve Buffalo Bill için ilham kaynağı oldu.

The Hills Have Eyes Filmi

The Hills Have Eyes filmi, gerçek hayatta yaşanan bir olaydan ilham alınarak çekilmiştir. Filmde anlatılan olaylar, bir ailenin çölde izole bir hayat sürdürdüğü ve kana susamış hayvanların saldırısına uğradığı gerçek olaydan esinlenilmiştir.

Filmdeki ailenin yaşadığı olaylar, gerçek hayatta yaşanan olaylara oldukça benzerlik göstermektedir. Bu gerçek hikayede, aile bir arıza nedeniyle çölde mahsur kalmıştır. Bu sırada, çevrede yaşayan vahşi hayvanlar saldırıya geçmiş ve aile bu saldırıda büyük yaralar almıştır.

Bu gerçek olay, korku sinemasının etkileyici filmlerinden birine ilham vermiştir. The Hills Have Eyes filminde, ailenin yaşadığı olaylar inanılmaz gerçekçi bir şekilde tasvir edilmiştir ve seyircileri korku dolu anların içine çekmiştir.

Silver Springs Çölü

Olayların geçtiği Silver Springs çölü, Amerika’nın Arizona eyaletinde yer almaktadır. Doğal güzellikleri ve ilginç yaratıklarıyla tanınan bu çöl, kana susamış hayvanların saldırılarına da sahne olmuştur. The Hills Have Eyes filminin ilham kaynağı olan bu olaylarda, bir grup aile araçlarıyla çöle doğru yola çıkmış ve araçları arızalanınca çölde mahsur kalmıştır. İşler çığırından çıkmaya başlayınca, ailenin bir kısmı kurtulabilmiştir. Ancak geride kalanlar, mutasyona uğramış canavarlar tarafından acımasızca öldürülmüştür. Silver Springs çölü, hem doğal güzellikleri hem de korkunç olaylarıyla hafızalarda yer etmiştir.

Sawney Bean ve Ailesi

Sawney Bean ve ailesi, İskoçya tarihinin en korkutucu hikayelerinden biri olarak bilinir. 16. yüzyılın sonlarına doğru yaşayan Bean ve ailesi, sahte feneri kullanarak kaçırıp öldürdükleri insanların etlerini yemek için kukla kurmuşlardır.

Bean ve ailesi, İskoçya’nın güneybatısında, Galloway kırsalında yaşıyordu. Sonunda, çetelerinin kurbanı olan bir grup insan, uzun süren bir çatışmadan sonra yakalandıklarında yargılandılar. Sawney ve ailesi idam edildi, ama hikayeleri yıllar boyunca İskoçya’da anlatılmaya devam etti.

Sawney Bean ve ailesinin hikayesi, korku filmleri ve mitolojide bir yere sahiptir. Bu hikaye, insanların yaşadığı en korkunç olay olarak tarihe geçmiştir. Sawney Bean’in macerası, insanların karanlık taraflarını keşfetmek isteyenler için önemli bir kaynak haline geldi.

Yorum yapın

takipçi satın al